12 Temmuz 2014 Cumartesi

ANDREİ RUBLEV-İKONALAR

ANDREİ RUBLEV-İKONALAR




Bu şahsı Dücane ustamın "Tarkovsky Mavisi" adlı makalesini okuyuncaya kadar tanımıyordum. O'nun Tarkovsky hayranı olduğunu biliyordum ama ben hala bir filmini bile izlememiştim. hepsini izlemeye karar verdim ve bu hafta sonu başlamaya karar verdim. İlk önce ilk filmi olan kısa bir filmini izledim. Sonra başyapıt kabul edilen Anrei Rublev'i izlemeye karar verdim. Film siyah beyaz ve uzun bir film. Hayatı hakkında  bilgi olmadığından dolayı  yazar dönemin sovyet rusyasına da bol göndermeler yapmış..

bir  ikona sever olarak iflm çok dikkatimi çekti, ikonaların hikayesi beni çok etkiler her zaman. Hatta bazen kiliseye gittiğimde eğer ikona varsa hikayeyi bilmiyorsam kafadan yazarım hemen. Filmde sıkıntılı bir hava ve mistisizm hakim tıpkı kiliselerdeki gibi. Arka plan Rusya manzaraları ve o dönem oldukça güzel yansıtılmış. Filmi izlemeyenler için pek fazla söz etmek istemiyorum. İzleyin ve görün...İyi seyirler

Rublev sen oldukça farklı birisin ve özelsin. Çok hassas bir yapın var. İnsana doğaya değer veriyorsun. tanrı tarafından verilmiş özel bir yeteneğin var ki bu nedenle iftiraya bile uğruyorsun...Ama davandan vazgeçmiyorsun.

İşte ünlü teslis ikonu:

2 Temmuz 2014 Çarşamba

TV insanı aptallaştırıyor mu?

evet bunu hissetmeme rağmen bazen kendimi alamıyorum beyaz camdan...sonrası hep bi pişmanlık....şimdi ben bunu neden izledim??? cevabını soruyorum kendime ve hemen cevap geliyor tabi ki kendimden kaçmak için. bi ara kendimi aptallaştırmak için tv izliyordum evet gerçekten çok komik ama öle. yaşamak ile yaşamamak arasındaki ince çizgide yol alırken hayattan kendimi soyutladım ve tv ye sığındım sonuç hüsran oldu tabi. sadece vakit öldürmek ve bir kaç yüz nöronumu yok etmeye yaradı.. 
napalım o zamanlar bunu yapmam gerekiyordu demek ki..şimdi ise gerek duymuyorum pek fazla buna belki de artık kaçacak bi yer kalmadığındandır.... en güvenli liman kitaplar olsa da bazen denize düşen yılana sarılıyor işte....

11 Ocak 2014 Cumartesi

Alsancak Sevgi Yolu

İzmirliler bilir Alsancak'ta bi sevgi yolumuz vardır bizim. bolca kitap satılır.. ben de dün oraya uğradım...bu kitapları aldım...neden mi???dürüstçe cevap veriyorum tanesi 2 tl...yani kitabı parasına göre almıyoruz tabi ki...ama bunları görünce de hemen aldım...
1. Nilüfer Göle, Toplumun Merkezine Yolculuk, Ufuk Kitapları, İstanbul, 2002.
2. Lance Armstrong, Her Saniye Değerlidir, Goa basım yayın, İstanbul, 2003.
3. Salim Hammish, Allame, kesit yayınları, İstanbul, 2007.

bunları okudukça değerlendirme yapıcam..bu ara sınavlarım var...hoşçakalın....
Niyet Ettim Yazmaya!!!!

Niye blog yazmak için bu kadar bekledim bilemiyorum...Belki de artık zamanı gelmiştir.
Yıllardır okuyorum ve yazıyorum...ilk yazım hayatıma günlük yazarak başlamıştım:)))))
Herşeyi aslında hep kendim için yaparım. Bu blogu da kendim için açıyorum..
Hadi hayırlısı inş....